Ana içeriğe atla

TÜRKİYE’DE HAVACILIK SEKTÖRÜNÜN DÜNDEN YARINA EMNİYET DEĞERLENDİRMESİ

 

TÜRKİYE’DE HAVACILIK SEKTÖRÜNÜN DÜNDEN YARINA EMNİYET DEĞERLENDİRMESİ




Hürkuş Eğitim Uçağı 

Böyle bir değerlendirmeye başlamadan önce konunun çerçevesini çizmemiz ve tariflememiz gerekecektir. Havacılık sektörü olarak geçmişten bu güne uçuş operasyonu gerçekleştiren sivil havacılık kuruluşlarını içeren bir çerçeve değerlendirilecektir.

Emniyet kavramı ise aşağıdaki şekilde tarif edilebilir;

“Herhangi bir kişi veya mülkün zarar görme ihtimalinin sürekli bir tehlike tanımlama ve risk yönetim süreci ile kabul edilebilir bir seviyeye indirgendiği ve bu seviyede tutulduğu durumu ifade eder” Bu tariften hareketle daha işin başında şunu söyleyebiliriz bir hava yolunun var olabilmesi için emniyetli olması şarttır.

Havacılığın başlangıcından bugüne “emniyetli operasyon” oldukça önemli olmuş bunu sağlamak için o günkü koşullarda başarabilmek için çaba sarf edilmiştir. İlk uçağın uçmasıyla birlikte ülkelerin silahlı kuvvetleri de hava araçlarının gelecekte savaşların sonucunu etkileyecek bir araç olduğunu görerek üretimi ve geliştirilmesi konusunda yoğun çaba göstermişlerdir.

Ülkemizde de buna benzer bir süreç yaşanmıştır. 21 Şubat 1912’de Yüzbaşı Fesa Bey uçuş eğitimini başarıyla tamamlamış ve Türk havacılığının ve Ordusu’nun 1 no.lu Brövesini alarak yurda dönmüştür. Aynı yıl, 8 Türk subayı daha Fransa’ya uçuş eğitimine gönderilmiş ve Fransa’dan satın alınan iki uçak İstanbul’da 21 Mart 1912 tarihinde Fesa ve Yusuf Kenan Bey’lere teslim edilmiştir. Dolayısıyla ülkemizde de yaklaşık 110 yıl önce havacılığa adım atılmıştır.

Sonraki dönemlerde öncü havacılarımızdan Vecihi Hürkuş 1930 senesinde İlk Türk Sivil Uçağı Vecihi XIV’ü üretmiş ve Çekoslavakya Sivil Havacılık Otoritesinden Uçuşa elverişlik Sertifikasını almıştır. Sonraki yıllarda Vecihi Hürkuş Vecihi XV ve XVI uçaklarını da üretmiştir. 1936 yılında Beşiktaş’ta Nuri Demirağ’ın öncülüğünde kurulan Uçak Fabrikasında üretime başlanmış, NU.D-36 ve 1938 yılında 6 kişilik NU.D-38 yolcu uçağı üretilmiştir.

Bu dönemlerde uçuş operasyonunun bu günkü bakış açısına uygun emniyetli olduğundan bahsetmek çok zordur. O günlerde emniyetlilik bir sistemden ziyade kişilere bağlı olarak değişen bir olguydu.

Uçak üretiminin başlaması ve 1933’de Devlet Hava Yolu’nun kurulmasıyla Bayındırlık Bakanlığına bağlı birimler tarafından havacılık faaliyetleri düzenlenmiştir. 1954 yılında Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde kurulan “Sivil Havacılık Dairesi Başkanlığı”, 1987 yılında “Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü” olarak günün koşullarına göre yeniden teşkilatlandırılmıştır.

İlk dönemlerde uçuş operasyonu yapan Havacılık kuruluşları yıllık olarak hazırladıkları Kaza Önleme Programları ile emniyetli operasyonu sağlamaya gayret göstermişlerdir.. Yıl içinde yaşanan olay ve kazalardan alınan dersler ışığında kaza önleme programlarında iyileştirmeler yapılarak 2000’li yıllara gelinmiştir.

2000’li yılları başında Emniyet Yönetim Sistemi-EYS (Safety Management System-SMS) kavramı üzerinde çalışmalar başlatılmış ve 2006 yılında ICAO, üye devletlerin operatörlerinin daha fazla emniyet için SMS’ni geliştirmesini ve uygulamasını şart koşmaya başladı. Havacılık sektöründe emniyeti sağlamak için yepyeni bir ufuk açılmıştı.

2011 yılında SHGM’lüğü tarafından EYS talimatı yayımlanarak 2 sene içinde havacılık işletmelerinin süreci tamamlamaları istendi. Yapısal olarak Emniyet Yönetim Sistemi kurulumunu tamamladıktan sonra emniyetli operasyonun sürdürülebilirliğinin sağlanması için işletmenin tüm birimleri ile koordine içinde, adil kültür kurallarıyla kapalı bir döngü içinde işlevini sürdürür.

Sistemler ne kadar mükemmel olursa insanın olduğu her yerde hata ve eksiklikler söz konusudur. Bu yüzden daha emniyetli bir ortam yaratmak için eksikleri ortadan kaldıracak çabaların sarf edilmesi gerekir.

Havacılık otoritelerinin görevi ülke havacılık sektöründe uçuş operasyonun emniyetle sürdürebilmesi için gerekli sistemleri kurmak, süreçleri devamlı kontrol ederek, sapmaları olay yaşanmadan tespit ederek düzeltici önlemlerin alınmasını sağlamaktır. Her hangi bir kaza veya ciddi olay sonrasında raporlama sürecinin SHY-13 doğrultusunda doğru ve tavsiye edilen süre içinde tamamlanması, sadece kaza taraflarıyla değil ulusal ve uluslararası kamu oyu ile paylaşılması ve sonrasında da taraflara önerilen tavsiyelerin gerçekleştirildiğinin takip edilmesi bu görev için tanımlanmış Ulaşım Emniyeti İnceleme Merkezinin(UEIM) görevidir.

Yukarıda sayılan süreç tam olarak yerine getirilmediği takdirde sektör emniyetinin sağlandığından bahsedilemez. Bir süre sonra aynı sebeplerle başka yerlerde benzer kazalar yaşanmaya devam edecektir.

Sadece sorunları ortaya koymak yapılacak işin ilk adımı olup tamamlandığını garanti etmez. Dolayısıyla çözüm önerilerini de sunmak gerekir. O zaman ne yapmalı ki bu kadar ciddi ve hayati bir görev yüklenen UEIM nasıl olmalı, neler yapabilmeli ki bu görevleri eksiksiz yerine getirebilsin.

Yukarıda sayılan görevleri yerine getirebilecek, Emniyetli Uçuş Operasyonunun sürdürülebilmesi için gerekli bilgi ve vizyona sahip eğitimli ve tecrübeli personelin istihdam edilmesi öncelikli adım olmalıdır. Bunun sağlanamaması halinde bu hizmetlerin Havacılık Emniyeti konusunda tecrübeli ve yetkin çözüm ortakları ile yerine getirilmesi çözüm olacaktır. Bu süreçte diğer bir adım ise emniyetin sağlanmasında engel oluşturan kanun ve yönetmeliklerin vakit geçirmeden iyileştirilmesi ve değiştirilmesi gerekir. Bu yapılamadığı takdirde gelecekte daha emniyetli olunacağını söylemek sadece bir iddiadan öteye gidemez.

12. Ulaştırma ve Haberleşme Şurası hazırlık döneminde ve sektör raporunda yer almasına rağmen uçuş operasyonunda emniyetin arttırılmasına yönelik maddelerin kısa, orta ve uzun dönem hedefler içinde yer almaması, havacılık işletmelerinin uzun soluklu sürdürülebilirliğinin “Emniyetli uçuş operasyonunu” ile sağlanacağına inananlarda hayal kırıklığına yol açmıştır.

Umarız karar vericiler bu konuda inisiyatif alır ve gerekli iyileştirmeleri gerçekleştirirler. Asla unutulmamalıdır ki Havacılık Sektörü “buluttan nem kapacak” kadar hassas bir sektör olup bu özelliği pandemi döneminde açıkça görülmüştür.

Tüm Havacılık sektörü çalışanlarına sağlıklı emniyetli yarınlar dileriz.

13 Ekim 2021

 

Eyup Turşucu

Kaptan Pilot(E)

Kaza İnceleme Uzmanı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IATA 2019 EMNİYET RAPORU: ‘Havacılık Kazaları ve Can Kayıpları 2019 ve Son On Yıl’ Değerlendirmesi

Ana Sayfa     Yazarlar     Eyup Turşucu     IATA 2019 EMNİYET RAPORU: ‘Havacılık Kazaları ve Can Kayıpları 2019 ve Son... Yazarlar Eyup Turşucu IATA 2019 EMNİYET RAPORU: ‘Havacılık Kazaları ve Can Kayıpları 2019 ve Son On Yıl’ Değerlendirmesi 10 Nisan 2020 0 Yıllık kaza oranları, hem toplam kaza sayısında hem de küresel kaza oranında 2019 yılında bir düşüş olduğunu göstermektedir. Tüm kazaları içeren 2019 yılı kaza oranı, 2018 yılına göre % 17 daha düşük olup, 2018’de ölümlü kaza sayısı da 11 kazadan 2019’da 8’e azaldı. 2019 yılında havacılık endüstrisinin güçlü ilerleme kaydettiğini söylemek doğru olur, 4.5 milyar yolcu 46.8 milyon uçuşta güvenli bir şekilde seyahat etti ve sadece 8 kazada 240 ölümle sonuçlandı. 2019’da sektörde 53 uçak kazası ve 240 can kaybı meydana geldi. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) üyesi havayolları ise üç ölümlü kaza geçirdi ve bu kazalarda 201 kişi yaşamını kaybetti. 2019 yılında IATA üyesi havayolları, beş sektör ortalamasına da yansıyan bir m

Air Serbia’na Ait E195 Uçağı Kalkış Esnasında Pist Sonundaki Antenlere Çarpmasını Takiben Geriye Dönerek Emniyetle İniş Yaptı’

  Air Serbia’na Ait E195 Uçağı Kalkış Esnasında Pist Sonundaki Antenlere Çarpmasını Takiben Geriye Dönerek Emniyetle İniş Yaptı ’ 18 Şubat 2024 günü Air Serbia’nın E195 uçağı JU324 sefer sayısıyla Belgrad-Düsseldorf uçuşu için Belgrad Havalimanı’nın 30L pistinde D5 Kavşağından piste giriş yaparak yerel saatle 17,38’de kalkışa başladı. D5 kavşağından pist sonuna (kalkış için uygun nokta) olan mesafe 1273 metredir. Ondan sonra pist özelliğinde 1100m daha sert zemin mevcuttur. 2273m pist boyunca kalkış için uygun konuma gelemediği için pistin sonunun bitiminde bulunan ILS Antenlerine çarpması sonrasında tırmanışa devam etmiş 4000 feet’te düz uçuşa geçen uçuş ekibi iniş için limit üstü ağırlık nedeniyle ağırlığı azaltabilmek için beklemeye girdiler. Uçak, kalkıştan 55 dakika sonra saat 18:36’da beklemeyi terk ederek başka bir olay yaşanmadan havalimanına emniyetle inişini gerçekleştirdi. Olayın ardından pistin ILS kategorisi, ekipmana verilen hasar nedeniyle Kategori III’ten Kategori I’e d

THY B737-800 Uçağı PERM Havalimanında İniş Sonrasında Taksi Yolundan Dışarı Çıktı

  THY B737-800 Uçağı PERM Havalimanında İniş Sonrasında Taksi Yolundan Dışarı Çıktı 22 Eylül 2023 Türk Hava Yolları’nın TK3694 Sefer sayılı Antalya – Perm Seferini yapan TC-JGV kuyruk tescilli Boeing 737- 800 tipi uçağı inişin ardından pist dışına çıktı. THY’dan yapılan açıklamada Ajet filosunda yer alan uçakta 1’i bebek olmak üzere 173 yolcunun ve 6 kişilik uçuş ekibinin yer aldığı, herhangi bir yaralanmanın olmadığı, olaya ilişkin araştırmanın başlatıldığı açıklandı. İniş saatinde hava durumu aşağıdaki gibi olup meydanda hafif yağış söz konusudur. THY tarafından konuya ilişkin detaylı bilgi açıklandığında paylaşılacaktır.   Emniyetli Uçuşlar Dileriz   Eyup Turşucu Kaptan Pilot(E) Kaza Araştırma Uzmanı