Ana içeriğe atla

Kokpitte Sürdürülebilir Emniyetin Sağlanması

 

Kokpitte Sürdürülebilir Emniyetin Sağlanması

0

41 yıllık aktif uçuş yaşamımın ardından, emekli olduktan sonra geçen beş yılda sektörden bağımı koparmadan, araştırmalarım ve yazılarımla uçuş emniyetinin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak için hizmet vermeye devam ediyorum. Düşünebildiğim, okuyabildiğim ve yazabildiğim sürece de havacılık sektöründe yaşanan emniyetsiz durumlara yönelik değerlendirmelerimi paylaşmaya devam edeceğim.

Havacılık sektöründe çalışanların asla unutmamaları gereken en önemli ve vazgeçilemez görev sürdürebilir bir emniyet düzeyinin sağlanmasıdır. Bir şirkette Emniyetli Uçuş Operasyonu önceliği birinciliği yitirdiği anda kaza olasılığı belirgin bir biçimde artar. Kaza ve ciddi olay çözümlemeleri bu gerçeği açıkça ortaya koymaktadır.

Günümüzde ticari hava taşımacılığında kullanılan uçaklar minimum iki pilotla uçurulmak üzere sertifikalandırılmıştır. Tüm uçuş boyunca fiziksel ihtiyaçlar dışında iki pilotun kokpitte bulunması ve uçuşu kesintisiz takip etmesi uçuş emniyeti için bir GEREKLİLİK olup, bu durum şirketlerin Operasyon El Kitaplarında açık bir biçimde belirtilmiştir.

Kokpitte yer alan pilotlar uçuşun Sorumlu Kaptan Pilotu tarafından PF (Pilot Flying-Uçan Pilot) ve PM (Pilot Monitoring-Gözleyen Pilot) olarak görevlendirilir. PF uçuşu kumandalarda sürdürürken, PM göstergeleri, uçuş rotasını, uçuşun uçuş planına uyumlu şekilde yapıldığını gözler ve yer görevlileri, şirket ve gerekirse diğer uçaklarla telsiz iletişimini sürdürür.

Uçuş süresinin kısa veya uzun olması yukarda belirtilen sorumlulukları asla değiştirmez. Uluslararası kurallar gereği uçuş emniyeti ve güvenliği açısından tüm uçuş boyunca kokpit kapısı kilitli tutulur ve kontrolsüz girişlere müsaade edilmez. Uçuş boyunca acil durumun ne zaman ortaya çıkacağı bilinmediğinden tüm olasılıklara vakit geçirmeden müdahale edilebilmesi için her iki pilot da en üst düzeyde uyanık olmalıdır.

Bazı acil durumlarda her iki pilotun da 3-5 saniye içinde gelişen duruma göre karar vererek düzeltici kumandaları vermeleri gerekmektedir. Böyle bir durumda yaşanacak gecikme uçağın kırıma uğraması ya da yolcu ve mürettebatın zarar görmesine neden olabilir.

Yukarıda paylaştığım bilgiler pilotlar kadar havayolu işletmelerindeki yöneticiler tarafından da iyi bilinmelidir. Kanla yazılmış bu kuralların değiştirilmesi hiçbir pilot veya yöneticinin inisiyatifinde olmamalıdır. Uçuşun emniyetle sürdürülmesi için kokpitte kuralların gerektirdiğinden başka hiçbir eyleme müsaade edilmemelidir. Uçuş esnasında her iki pilotun uçuşla ilgili bir konuda fikir alış verişine odaklanması sonucu ilgili ATCO(Hava Trafik Kontrolörü) talimatlarına cevap vermemelerinden dolayı ilgili ülke hava kuvvetleri jetleri tarafından önleme yapılmıştır. Bu durum sonucu uçağın düşürülmesine kadar gidebilecek sonuçlar doğurabilir. Yıllar önce kokpite günlük gazete alınması yasaklanmıştır. Bunun sebebi pilotların uçuşun dışında başka şeylerle ilgilenmelerinin önlenmesiydi.

Dini gereklilikler (oruç, namaz, diğer dinlere ait uygulamalar, vb) uçuş emniyetinde zaafiyete neden olacaksa ertelenmelidir. Örneğin oruç ilerleyen zamanlarında düşünmeyi zorlaştıran ve refleksleri zayıflatan etkiler yaratır ve yanlış karar ya da eylemlere neden olabilir. Namaz ise çevreden yalıtılarak tanrıyla bütünleşmeyi gerektirir. O süre boyunca kokpit tek pilot tarafından yönetiliyor olacaktır. Namaz vakitleri uçulan bölgeye göre farklılıklar oluşturacağı için namaz kılmayı düşünen pilot uçuş yerine namaz vaktini nasıl yöneteceğine odaklanacaktır.

Pilotlar tüm uçuş görev süresince fizyolojik ve psikolojik olarak uçuşa tam olarak odaklanmalıdır. Aksi halde uçuşun emniyetle sürdürülebilmesi oldukça risklidir. Dolayısıyla yöneticiler pilotlarının emniyetle uçabilmeleri için doğru yönetimsel kararlar almakla yükümlüdürler.

Diğer yandan bugünkü kokpit oluşumuna bakıldığında başka dinlere inanan pilotlar birlikte kokpiti paylaşmaktadırlar. Uçuşun gerekliliklerinin haricindeki eylemler, görünürde 1 pilotu belirli bir süreyle uçuştan kopartarak emniyet seviyesini düşürecek olmanın ötesinde, esasen, olumlu ya da olumsuz olarak karşı taraf ya da kendisiyle ilgili değerlendirmelerle meşgul olan zihinler yaratacağından her iki pilotu da uçuştan kopartacak durumlar yaratacaktır.

Yöneticilerin alacakları böylesi kararlar öncesinde “değişim yönetimi” konusunda ciddi bir risk değerlendirmesi yaptırmaları sürdürülebilir emniyet açısından çok önemlidir. Uçuş Emniyetinden verilecek küçük görülen bir taviz kazaya sebep olması halinde geri getirilemeyecek kayıplara yol açabilecektir. Değerli Yöneticiler alınacak kararlar için “ bu emniyetsizlik yaratabilir ” fikri ortaya konuluyorsa lütfen değerlendirilmesi için sizler özendirici olun.

Bugünkü çağda yaşanan kaza ve ciddi olaylar “Organizasyon Nedenli” olarak nitelendirilmekte olup bu görüş uluslararası havacılık sektörünün genel kabulüdür.

 

Emniyetli Uçuşlar Dileriz

 

Eyup Turşucu

Kaptan Pilot(E)

Kaza Araştırma Uzmanı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

IATA 2019 EMNİYET RAPORU: ‘Havacılık Kazaları ve Can Kayıpları 2019 ve Son On Yıl’ Değerlendirmesi

Ana Sayfa     Yazarlar     Eyup Turşucu     IATA 2019 EMNİYET RAPORU: ‘Havacılık Kazaları ve Can Kayıpları 2019 ve Son... Yazarlar Eyup Turşucu IATA 2019 EMNİYET RAPORU: ‘Havacılık Kazaları ve Can Kayıpları 2019 ve Son On Yıl’ Değerlendirmesi 10 Nisan 2020 0 Yıllık kaza oranları, hem toplam kaza sayısında hem de küresel kaza oranında 2019 yılında bir düşüş olduğunu göstermektedir. Tüm kazaları içeren 2019 yılı kaza oranı, 2018 yılına göre % 17 daha düşük olup, 2018’de ölümlü kaza sayısı da 11 kazadan 2019’da 8’e azaldı. 2019 yılında havacılık endüstrisinin güçlü ilerleme kaydettiğini söylemek doğru olur, 4.5 milyar yolcu 46.8 milyon uçuşta güvenli bir şekilde seyahat etti ve sadece 8 kazada 240 ölümle sonuçlandı. 2019’da sektörde 53 uçak kazası ve 240 can kaybı meydana geldi. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) üyesi havayolları ise üç ölümlü kaza geçirdi ve bu kazalarda 201 kişi yaşamını kaybetti. 2019 yılında IATA üyesi havayolları, beş sektör ortalamasına da yansıyan bir m

Air Serbia’na Ait E195 Uçağı Kalkış Esnasında Pist Sonundaki Antenlere Çarpmasını Takiben Geriye Dönerek Emniyetle İniş Yaptı’

  Air Serbia’na Ait E195 Uçağı Kalkış Esnasında Pist Sonundaki Antenlere Çarpmasını Takiben Geriye Dönerek Emniyetle İniş Yaptı ’ 18 Şubat 2024 günü Air Serbia’nın E195 uçağı JU324 sefer sayısıyla Belgrad-Düsseldorf uçuşu için Belgrad Havalimanı’nın 30L pistinde D5 Kavşağından piste giriş yaparak yerel saatle 17,38’de kalkışa başladı. D5 kavşağından pist sonuna (kalkış için uygun nokta) olan mesafe 1273 metredir. Ondan sonra pist özelliğinde 1100m daha sert zemin mevcuttur. 2273m pist boyunca kalkış için uygun konuma gelemediği için pistin sonunun bitiminde bulunan ILS Antenlerine çarpması sonrasında tırmanışa devam etmiş 4000 feet’te düz uçuşa geçen uçuş ekibi iniş için limit üstü ağırlık nedeniyle ağırlığı azaltabilmek için beklemeye girdiler. Uçak, kalkıştan 55 dakika sonra saat 18:36’da beklemeyi terk ederek başka bir olay yaşanmadan havalimanına emniyetle inişini gerçekleştirdi. Olayın ardından pistin ILS kategorisi, ekipmana verilen hasar nedeniyle Kategori III’ten Kategori I’e d

THY B737-800 Uçağı PERM Havalimanında İniş Sonrasında Taksi Yolundan Dışarı Çıktı

  THY B737-800 Uçağı PERM Havalimanında İniş Sonrasında Taksi Yolundan Dışarı Çıktı 22 Eylül 2023 Türk Hava Yolları’nın TK3694 Sefer sayılı Antalya – Perm Seferini yapan TC-JGV kuyruk tescilli Boeing 737- 800 tipi uçağı inişin ardından pist dışına çıktı. THY’dan yapılan açıklamada Ajet filosunda yer alan uçakta 1’i bebek olmak üzere 173 yolcunun ve 6 kişilik uçuş ekibinin yer aldığı, herhangi bir yaralanmanın olmadığı, olaya ilişkin araştırmanın başlatıldığı açıklandı. İniş saatinde hava durumu aşağıdaki gibi olup meydanda hafif yağış söz konusudur. THY tarafından konuya ilişkin detaylı bilgi açıklandığında paylaşılacaktır.   Emniyetli Uçuşlar Dileriz   Eyup Turşucu Kaptan Pilot(E) Kaza Araştırma Uzmanı